BİRİNCİ NÜKTE
Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın zâhirî yara hastalıklarının mukabili, bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır. İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyub’dan daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz. Çünkü işlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şüphe, kalb ve ruhumuza yaralar açar.
Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın yaraları, kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdit ediyordu. Bizim mânevî yaralarımız, pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdit ediyor. O münâcât-ı Eyyubiyeye, o hazretten bin defa daha ziyade muhtacız. Bahusus, nasıl ki o hazretin yaralarından neş’et eden kurtlar kalb ve lisanına ilişmişler. Öyle de, bizleri, günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler, şüpheler -neûzu billâh- mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.7
Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.8 Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.
Meselâ, utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicap ettiği zaman, melâike ve ruhaniyâtın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu ediyor.
Hem meselâ, Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennemin tehdidâtını işittikçe istiğfarla ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennemin ademini arzu ettiğinden, küçük bir emâre ve bir şüphe, Cehennemin inkârına cesaret veriyor.
Dipnotlar – Arapça İbareler – Haşiyeler:
2 : bk. Tirmizî, Tefsîru Sûre: 83:1; İbni Mâce, Züht: 29; Muvattâ, Kelâm: 18; Müsned, 2:297.
Bu sayfaya ait soru cevaplar:
- Üstad bizlerin manevi hastalıklarını “bâtıni ve ruhi ve kalbî” olarak ayırmış, izah eder misiniz?
- “Kafamıza giren her bir şüphe, kalp ve ruhumuza yaralar açar.” Bazen bize şüpheler gelebiliyor, bunlardan hangileri yara açan cinsten olabilir?
- “Günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler…” İnsanlarda olan vesvese, psikolojik rahatsızlıklar vesaire, hep günahlardan dolayı oluyor diyebilir miyiz?
- “Mahall-i iman olan batın-ı kalbe ilişip imanı zedeler…” cümlesini kalbin bu yönü ile izah eder misiniz?
- “Günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra ta nuru imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.” cümlesini izah eder misiniz, kalbin siyahlandığı nasıl anlaşılabilir?
- “Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var..” İzah eder misiniz?
- İkinci Lem’a’da istiğfar ve öneminden bahsediliyor. Peki tövbe istiğfar nasıl yapılmalıdır? Bunun belirli kuralları var mıdır? Yoksa namazdan sonra istiğfar etmek yeterli midir?