Dua ettiğimizde her zaman isteklerimiz kabul edilmiyor, bu durumda “Bana dua edin, size icabet edeyim” şeklindeki ayet akıllara soru işaretleri getirebilir.
Dua konusunda iki farklı kavram vardır: cevap ve kabul. Yani yaptığımız her duaya Allah’ın cevap vermesi ayrıdır, onu kabul etmesi ayrıdır. Allah her duaya cevap verir, ancak her zaman istediğimiz şeyin tam olarak aynısını vermez. Bunun sebebi, hikmetin bunu gerektirmesidir.
Bu durumu, bir çocuğun doktora götürülmesine benzetebiliriz. Şöyle ki: Çocuk, doktorun muayenehanesinde bir ilaç görür ve hemen onu istemeye başlar. Çocuk, o ilacın hastalığına iyi geleceğini düşünür. Doktor ise önce muayene yapar, hastalığı teşhis ettikten sonra çocuğun istediği ilacı verebilir, başka bir ilaç önerebilir veya gerek görmezse hiç ilaç yazmayabilir.
İşte Cenab-ı Hak her zaman her yerde hazır ve nazırdır. İnsanın yaptığı her duayı işitir ve cevap verir. Ancak Allah, insanı daha iyi düşünen ve onun derdini, gerçek ihtiyacını daha iyi bilendir. Yani Allah, ebedi ilmi ve hikmetiyle neyin hayırlı, neyin zararlı olduğunu bilir. Bu nedenle istediğimizin tam aynısını verebileceği gibi, bazen daha iyisini verirken bazen de zararlı olacağından hiç vermez. Dolayısıyla insanın “Dua ediyorum ama Allah istediğimi vermiyor” şeklinde bir düşünceye sahip olması doğru değildir.
Dua bir ibadet olduğuna göre mükâfatı âhirette verilir. İnsanı duaya sevk eden sebepler ise o ibadetin vaktidir.
Son olarak ifade etmek gerekir ki, dua kulluk şuuruyla yapılan bir ibadettir. Ancak kulluğun sonuçları ahirete yöneliktir. Dünya ile ilgili beklentiler, dua ve ibadetin sadece vaktiyle ilgilidir, asıl amaçları değildir. Örneğin, yağmur namazı ve duası bir ibadettir. Yağmurun yağmaması, o ibadetin vaktidir. Ancak o ibadet ve dua, yağmurun yağmasını sağlamak için değildir. Eğer sadece o niyetle yapılırsa, o dua veya ibadet samimi olmadığı için kabul edilmeyebilir. Belaların ortaya çıkması ve zararlı olayların gerçekleşmesi, bazı duaların özel zamanlarıdır. İnsan, bu zamanlarda acizliğini fark eder, dua ve niyazla Kadir-i Mutlak’a yönelir. Eğer dua çokça yapılırken belalar hala ortadan kalkmazsa, “Dua kabul edilmedi” denmez. Bunun yerine, “Duanın vakti henüz gelmedi” denir. Eğer Cenab-ı Hak lütfuyla belayı ortadan kaldırırsa, o zaman dua vakti sona erer ve kader gerçekleşir.
Ayrıca bu konuyla ilgili olarak “Dualarımın kabul olması için nasıl dua etmeliyim?” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.