Kötü bir müslümanın cennete gitmesi durumundan bahsederken dikkate alınması gereken noktaları açıklamak isterim. Şu anda müslüman olan herkesin cennete gideceğinin bir garantisinin olmadığını ifade etmek önemlidir. Çünkü bir kişi hayatının belirli bir döneminde müslüman olabilir, ancak daha sonra dininden çıkarsa, geçmişteki müslümanlık durumu onu kurtarmaz. İman etmek, O Hâlıkı, sıfatlarıyla, isimleriyle, umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek; ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah işlediği ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tevbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa, büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir. Bu yüzden asıl önemli olan, kişinin Müslüman olarak doğru bir inançla yaşaması ve Müslüman olarak hayatını sonlandırmasıdır. Bu, sadece isimde Müslüman olmanın yeterli olmadığını gösterir.
Bir örnek vermek gerekirse, düşünelim ki bir kişi bir süreliğine sporla ilgileniyor ve bir spor dalında başarılı oluyor. Ancak sonrasında sporla ilgilenmeyi bırakıp başka bir yöne kayıyor. Bu durumda kişinin eski spor başarısı, şu anki durumunu değiştirmez. Çünkü önemli olan, kişinin sporla ilgili başarısını sürdürmesi ve sonuç olarak spor kariyerini başarılı bir şekilde tamamlamasıdır.
Bir şeyin iyi veya kötü olarak değerlendirilmesi, amacına uygun bir şekilde kullanılması veya hedefini gerçekleştirmesiyle ilişkili olduğunu daha önce belirtmiştik. Bu bağlamda, kötü bir müslüman, Allah’ın emirlerine uymayan ve yaratılış amacına tam olarak uygun davranmayan bir kişi olarak tanımlanabilir. Ancak burada dikkat etmemiz gereken nokta, kötü bir müslümanın Allah’ın emir ve yasaklarını inkar etmediği, ancak bunlara tam olarak riayet etmediği ve bazen yerine getirdiği, bazen ise getirmediği şeklindedir. Yani, kuralları tanımamakla kuralları kabul edip kısmen uygulamak tamamen farklı kavramlardır.
Bir öğrenciyi ele alalım. Bu öğrenci, okulun mevcut kurallarını kabul ettiği halde, zaman zaman derse geç kalıyor veya ödevlerini yapmıyor. Bu durumda notları kötü olsa bile öğrencilik statüsü devam eder, değil mi? Ancak burada unutulmaması gereken önemli bir nokta var: Eğer bir öğrenci sürekli olarak kötü notlar alıyor ve bu durumu düzeltmek için hiç çaba göstermiyorsa, bu durumda üst üste sınıfta kalma ve hatta okuldan atılma riski vardır. Bu yüzden, öğrencinin notlarını düzeltme çabası göstermesi son derece önemlidir. Bir kez sınıfta kalsa bile, gelecek sene daha fazla çalışarak sınıfı geçmek için azimle çaba sarf etmelidir. Benzer şekilde, günahları işlemeye ısrarla devam eden ve bu günahlara tövbe etmeyen bir kişi için iman nurunu kaybetme ihtimali söz konusu olabilir.
Şimdi, farklı bir öğrenci profiline odaklanalım; bu öğrenci okulun kurallarına uymamakta ve üstelik kendisine hatırlatıldığında veya uyarıldığında bu kuralları reddettiğini dile getirmektedir. Düşünelim, eğer siz bu okulun yöneticisi olsaydınız, ne yapardınız? Muhtemelen bu kişiyi öğrencilik statüsünden çıkarırdınız, çünkü zaten kendisi de öğrenci olmadığını kabul etmektedir.
Konumuza geri dönecek olursak, bir müslümanın “kötü” olarak nitelendirilmesi, Allah’ın koyduğu kanunları kabul etmesine rağmen, bu kanunları gerektiği gibi uygulayamamasından kaynaklanır. Yani, bazı Müslümanlar, tam olarak Allah’ın emirlerine uymada zorluklar yaşayabilir ve bu nedenle sorumluluk taşırlar. Ancak bu durum, onların hala birer müslüman olduğu gerçeğini değiştirmez.
Bu noktada, hayatlarını imanlı bir şekilde tamamlayan kötü bir müslümanın günahlarının ve sevaplarının durumuna bağlı olarak, doğrudan cennete gidebilir veya işlediği günahların cezasını çekmek üzere cehenneme gider ve ardından cennete kabul edilir.
Burada belirtmek gerekir ki, cehenneme giden kişi, sayısız manevi suçlar işlediği için cehennemi hak etmektedir. Ancak kişinin sınırlı sayıdaki güzel amelleriyle ebedi güzelliklerin yeri olan cennete gitmesi, tamamen Allah’ın rahmetinden kaynaklanır.