Cevap
Değerli Kardeşimiz;
Evvela, Onuncu Söz’ün başındaki şu ihtara dikkat etmek lazım:
“… Hikâyelerin mânâları, sonlarındaki hakikatlerdir. Kinâiyât kabîlinden yalnız onlara delâlet ederler. Demek, hayalî hikâyeler değil, doğru hakikatlerdir.”(1)
“Kinâiyât kabîlinden yalnız onlara delâlet ederler.” Yani doğrudan doğruya delalet etmiyorlar. O yüzden her cümle ve ifadenin mutlaka bir karşılığını beklemek doğru değildir.
“Bir günlük mesafede bir istasyon vardır.” ifadesinden, dünya hayatının kabre kadar olan uzunluğu bir gün kadar kısa olduğu ders veriliyor.
Üstad Hazretlerinin “iki aylık yolculuk” dediği; ruhlar âleminden başlayıp, cennet ya da cehennem ile son bulan ebed yolculuğudur. Bu uzun yolculuğun en kısa aşaması; dünya hayatıdır ki, bu da ortalama altmış yıldır.
Üstad Hazretleri iki aylık derken, bir sınır çizmiyor, genel bir tabir kullanıyor. Bu iki aylık yolculuk içinde dünya hayatının bir gün gibi çok kısa olduğuna işaret ediyor. Yoksa bir günlük mesafeden sonra bir ay kaldı gibi bir mana anlaşılmamalı. Dolayısıyla berzah dediğimiz kabir hayatını, hesap günü dediğimiz mahşer gününü, sırat dediğimiz üzerinden geilecek köprünün dönemini hakkımızda kısaltacak vesile namazdır.
Selam ve dua ile…