Matta, Markos ve Luka İncillerinde anlatılan “Bağ Kiracıları” benzetmesi, ilahi adaletin ve peygamberlerin kaderinin çarpıcı bir temsilidir. Bu benzetmede, bir toprak sahibinin bağını bağcılara kiraladığı ve sonrasında yaşanan trajik olaylar anlatılır.
Toprak sahibi, bağını titizlikle hazırladıktan sonra yolculuğa çıkar. Bağbozumu zamanı geldiğinde, ürününün bir kısmını almak üzere kölelerini bağcılara gönderir. Ancak bağcılar, köleleri kötü muameleye maruz bırakır, hatta bazılarını öldürür. Toprak sahibi daha fazla köle yollar, ama onlar da aynı akıbete uğrar. Son çare olarak oğlunu gönderir, ancak bağcılar oğlunu da öldürerek mirasına konmak isterler.
Hz. İsa, dinleyicilerine bu hikayeyi anlattıktan sonra, bağ sahibinin bağcılara nasıl bir ceza vereceğini sorar. Dinleyiciler, bu kötü insanların kötü bir şekilde cezalandırılacağını ve bağın, ürününü zamanında verecek başka kiracılara verileceğini söylerler.
Hz. İsa’nın bu benzetmesi, Tanrı’nın Egemenliği’nin haksızlık yapanlardan alınarak, hak eden bir topluluğa verileceğine işaret eder. “Yapıcıların reddettiği taş, köşenin baş taşı oldu” ifadesi, reddedilenin sonunda en değerli hale gelmesinin ilahi bir işaret olduğunu vurgular. Bu durum, peygamberlerin yaşadığı zorluklara ve sonrasında gelen yüceliğe işaret eder. İncil’in bu kısmı, o dönemin baş kâhinleri ve Ferisiler tarafından kendi aleyhlerine yapılmış bir eleştiri olarak algılanır ve Hz. İsa’yı tutuklama girişimlerine yol açar.
Bu benzetme, ilahi adaletin işleyişini ve hakikatin sonunda zafer kazanacağını gösteren güçlü bir örnektir. Toprak sahibinin bağını, haksızlık yapan kiracılardan alıp hak edenlere vermesi, tarihsel ve dini açıdan derin bir anlam taşır.